You Are Here: Home » Türk Dünyası » İslamiyet’ten önce Türklerde ölüm anlayışı ve defin yöntemleri

İslamiyet’ten önce Türklerde ölüm anlayışı ve defin yöntemleri

Dr. İbrahim ONAY

Özet

Biz bu çalışmamızda İslamiyet öncesi Türklerde ölüm anlayışı ve ölen insanları defnetmekte kullandıkları yöntemleri açıklamağa çalıştık. Türkler insanı hayatta tutan nesnenin ruh olduğuna inanmaktaydılar. Bu ruhlar birden fazla olup “tın” ve “süne” terimleri ile ifade edilmekteydi. Türkler ölümün bir gerçek ve bu dünya hayatının geçici olduğunu düşünüyorlardı. Orhun kitabelerinde zamanı Tanrı yaşar İnsanoğlu hep ölmek için türemiş tarifi bu anlayışın en güzel ifade edilşidir. Türk telakkisinde ölüm bir son değil yeni bir hayata başlangıç olarak düşünülmekteydi. Türkler İslam olduktan sonra da ölüm hakkındaki düşüncelerini çok zorluğa uğramadan değiştirmişlerdi. Türkler cennet ve cehennem anlayışı yerine bu dünyadakine benzer bir hayatın varlığına inanmaktaydılar. Bu yüzden hastalıktan ölmek yerine savaşlarda ölmeği tercih etmekteydiler. Dünyaya bağlanmak ve düşmanla karşılaşmaktan kormamak için atlarını son hızla sürmekteydiler. Ölümü kabul etmekle birlikte öldürmekten gurur duymamaktaydılar. Şamanist inanç sistemlerinde gördüğümüz üzere Şamanın öteki alemlere yaptığı yolculuklarda çadırın ve çadır direğinin oynadığı mühim rol cenaze ve defin işlemleri sırasında da görülmekteydi. Türkler Hun ve Göktürk döneminin belli periyodlarında ölülerini yaktıktan sonra toprağa defnetme adetini uygulamışlardı. Cenaze ve defin işlemleri arasında uzun bir zaman geçmesi Türklerin ölülelerini mumyalamasıyla sonuçlanmaktaydı. Gerek iklimsel gerekse kozmik ve dinsel gerekçelerle cenaze ve defin işlemleri arasında uzun bir zaman farkı vardı.

Anahtar Kelimeler: Ruh, Cennet, Cehenem, Mumyalama

Makalenin tamamına erişmek için lütfen linki tıklayın: İslamiyet’ten önce Türklerde ölüm anlayışı ve defin yöntemleri

Uygur Akademisi © Her Hakkı Saklıdır.

Scroll to top